SOLID Prensipleri Nedir?

26/7/2024

Yazılım geliştirme süreçlerinde kaliteyi ve sürdürülebilirliği sağlamak için belirli prensiplere uymak büyük önem taşır. Bu prensipler, yazılım projelerinin başarısını artırmak ve uzun vadede bakımını kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiştir. Bu prensipler arasında en çok bilinenlerden biri de SOLID Prensipleri'dir. Robert C. Martin tarafından tanımlanan SOLID Prensipleri, yazılım tasarımının beş temel ilkesini ifade eder ve nesne yönelimli programlamada (OOP) yaygın olarak kullanılır. SOLID Prensipleri, yazılım geliştirme süreçlerinde esneklik, yeniden kullanılabilirlik ve sürdürülebilirlik sağlamak için kritik bir rol oynar.

Bu makalede, SOLID Prensipleri'nin ne olduğunu, her bir prensibin ne anlama geldiğini ve yazılım geliştirme süreçlerinde nasıl uygulandığını inceleyeceğiz. Yazılım mühendisleri ve geliştiriciler için vazgeçilmez olan bu prensipler, doğru uygulandığında projelerin kalitesini artırır ve uzun vadede büyük faydalar sağlar. Gelin, yazılım dünyasında başarının anahtarlarından biri olan SOLID Prensipleri'ni birlikte keşfedelim.


SOLID Prensipleri

SOLID Prensipleri, yazılım geliştirme sürecinde yüksek kaliteli ve sürdürülebilir kod yazmayı teşvik eden beş temel prensibi ifade eder. Bu prensipler, yazılımın esnek, yeniden kullanılabilir ve bakımının kolay olmasını sağlar.

SOLID, şu beş prensibin baş harflerinden oluşur:

  1. Single Responsibility Principle (SRP) - Tek Sorumluluk Prensibi
  2. Open/Closed Principle (OCP) - Açık/Kapalı Prensibi
  3. Liskov Substitution Principle (LSP) - Liskov Yerine Geçme Prensibi
  4. Interface Segregation Principle (ISP) - Arayüz Ayırma Prensibi
  5. Dependency Inversion Principle (DIP) - Bağımlılıkların Tersine Çevrilmesi Prensibi

Şimdi bu prensiplerin her birini ayrıntılı olarak ele alalım.

Single Responsibility Principle (SRP)

Tek Sorumluluk Prensibi, bir sınıfın yalnızca bir tek sorumluluğu olması gerektiğini belirtir. Bu prensip, bir sınıfın yalnızca bir iş yapması ve bu işten başka bir şeye karışmaması gerektiğini savunur. Bu prensip, sınıfların daha modüler ve anlaşılır olmasını sağlar.

Örneğin, bir kullanıcı yönetim sistemi geliştiriyorsanız, kullanıcı verilerini yönetmek için bir sınıf, kullanıcı arayüzünü yönetmek için başka bir sınıf oluşturmalısınız. Bu sayede, değişiklik yapmanız gerektiğinde yalnızca ilgili sınıfta değişiklik yapmanız yeterli olur, diğer sınıflar etkilenmez.


Open/Closed Principle (OCP)

Açık/Kapalı Prensibi, yazılım varlıklarının (sınıflar, modüller, fonksiyonlar vb.) genişletmeye açık, ancak değişime kapalı olması gerektiğini belirtir. Bu prensip, yeni davranışların eklenebilmesi için kodun değiştirilmesi yerine genişletilmesi gerektiğini savunur.

Örneğin, bir ödeme sistemi geliştiriyorsanız ve farklı ödeme yöntemleri eklemek istiyorsanız, mevcut kodu değiştirmek yerine yeni ödeme yöntemleri ekleyerek sistemi genişletebilirsiniz.


Liskov Substitution Principle (LSP)

Liskov Yerine Geçme Prensibi, türetilmiş sınıfların, temel sınıfların yerine kullanılabilmesi gerektiğini belirtir. Bu prensip, alt sınıfların, üst sınıfların yerine geçecek şekilde tasarlanmasını ve bu şekilde kullanılabilmesini sağlar.

Örneğin, bir geometrik şekiller uygulaması geliştiriyorsanız, tüm şekillerin bir Shape sınıfından türetilmiş olması ve her bir şeklin draw metodunu implemente etmesi gerekir.


Interface Segregation Principle (ISP)

Arayüz Ayırma Prensibi, bir sınıfın, kullanmadığı metotları içeren arayüzleri implemente etmemesi gerektiğini belirtir. Bu prensip, büyük ve genel arayüzler yerine, daha küçük ve spesifik arayüzlerin kullanılmasını savunur.

Örneğin, bir hayvanat bahçesi uygulaması geliştiriyorsanız, her hayvan için genel bir Animal arayüzü yerine, farklı özelliklere sahip hayvanlar için spesifik arayüzler oluşturmalısınız.


Dependency Inversion Principle (DIP)

Bağımlılıkların Tersine Çevrilmesi Prensibi, üst seviye modüllerin, alt seviye modüllere bağımlı olmaması gerektiğini belirtir. Bunun yerine, her iki tür modül de soyutlamalara bağımlı olmalıdır. Bu prensip, bağımlılıkların daha esnek ve sürdürülebilir olmasını sağlar.

Örneğin, bir bildirim sistemi geliştiriyorsanız, bildirim gönderen sınıfın doğrudan e-posta veya SMS sınıflarına bağımlı olmaması, bunun yerine bir Notifier arayüzüne bağımlı olması gerekir.


SOLID Prensipleri,
yazılım geliştirme süreçlerinde kaliteyi artırmak ve sürdürülebilirliği sağlamak için büyük önem taşır. Tek Sorumluluk Prensibi, sınıfların tek bir sorumluluğu olması gerektiğini belirtirken, Açık/Kapalı Prensibi, yazılım varlıklarının genişletmeye açık, ancak değişime kapalı olması gerektiğini savunur. Liskov Yerine Geçme Prensibi, türetilmiş sınıfların temel sınıfların yerine kullanılabilmesini sağlarken, Arayüz Ayırma Prensibi, sınıfların kullanmadığı metotları içeren arayüzleri implemente etmemesi gerektiğini belirtir. Bağımlılıkların Tersine Çevrilmesi Prensibi ise üst seviye modüllerin, alt seviye modüllere bağımlı olmamasını, her iki tür modülün de soyutlamalara bağımlı olmasını savunur.

SOLID Prensipleri'ni doğru bir şekilde uygulayarak, esnek, yeniden kullanılabilir ve bakımının kolay olduğu yazılımlar geliştirebilirsiniz. Bu prensipler, yazılım geliştirme süreçlerinde karşılaşılan birçok sorunu çözmeye yardımcı olur ve yazılımın uzun vadede sürdürülebilir olmasını sağlar.

Our advice to our participants
More

SOLID Prensipleri Nedir?

Solid Prensipleri ile yazılım geliştirmede kod kalitesini nasıl artırabileceğinizi keşfedin. Beş temel ilkeyi örneklerle inceleyin ve öğrenin.

Yazılım geliştirme süreçlerinde kaliteyi ve sürdürülebilirliği sağlamak için belirli prensiplere uymak büyük önem taşır. Bu prensipler, yazılım projelerinin başarısını artırmak ve uzun vadede bakımını kolaylaştırmak amacıyla geliştirilmiştir. Bu prensipler arasında en çok bilinenlerden biri de SOLID Prensipleri'dir. Robert C. Martin tarafından tanımlanan SOLID Prensipleri, yazılım tasarımının beş temel ilkesini ifade eder ve nesne yönelimli programlamada (OOP) yaygın olarak kullanılır. SOLID Prensipleri, yazılım geliştirme süreçlerinde esneklik, yeniden kullanılabilirlik ve sürdürülebilirlik sağlamak için kritik bir rol oynar.

Bu makalede, SOLID Prensipleri'nin ne olduğunu, her bir prensibin ne anlama geldiğini ve yazılım geliştirme süreçlerinde nasıl uygulandığını inceleyeceğiz. Yazılım mühendisleri ve geliştiriciler için vazgeçilmez olan bu prensipler, doğru uygulandığında projelerin kalitesini artırır ve uzun vadede büyük faydalar sağlar. Gelin, yazılım dünyasında başarının anahtarlarından biri olan SOLID Prensipleri'ni birlikte keşfedelim.


SOLID Prensipleri

SOLID Prensipleri, yazılım geliştirme sürecinde yüksek kaliteli ve sürdürülebilir kod yazmayı teşvik eden beş temel prensibi ifade eder. Bu prensipler, yazılımın esnek, yeniden kullanılabilir ve bakımının kolay olmasını sağlar.

SOLID, şu beş prensibin baş harflerinden oluşur:

  1. Single Responsibility Principle (SRP) - Tek Sorumluluk Prensibi
  2. Open/Closed Principle (OCP) - Açık/Kapalı Prensibi
  3. Liskov Substitution Principle (LSP) - Liskov Yerine Geçme Prensibi
  4. Interface Segregation Principle (ISP) - Arayüz Ayırma Prensibi
  5. Dependency Inversion Principle (DIP) - Bağımlılıkların Tersine Çevrilmesi Prensibi

Şimdi bu prensiplerin her birini ayrıntılı olarak ele alalım.

Single Responsibility Principle (SRP)

Tek Sorumluluk Prensibi, bir sınıfın yalnızca bir tek sorumluluğu olması gerektiğini belirtir. Bu prensip, bir sınıfın yalnızca bir iş yapması ve bu işten başka bir şeye karışmaması gerektiğini savunur. Bu prensip, sınıfların daha modüler ve anlaşılır olmasını sağlar.

Örneğin, bir kullanıcı yönetim sistemi geliştiriyorsanız, kullanıcı verilerini yönetmek için bir sınıf, kullanıcı arayüzünü yönetmek için başka bir sınıf oluşturmalısınız. Bu sayede, değişiklik yapmanız gerektiğinde yalnızca ilgili sınıfta değişiklik yapmanız yeterli olur, diğer sınıflar etkilenmez.


Open/Closed Principle (OCP)

Açık/Kapalı Prensibi, yazılım varlıklarının (sınıflar, modüller, fonksiyonlar vb.) genişletmeye açık, ancak değişime kapalı olması gerektiğini belirtir. Bu prensip, yeni davranışların eklenebilmesi için kodun değiştirilmesi yerine genişletilmesi gerektiğini savunur.

Örneğin, bir ödeme sistemi geliştiriyorsanız ve farklı ödeme yöntemleri eklemek istiyorsanız, mevcut kodu değiştirmek yerine yeni ödeme yöntemleri ekleyerek sistemi genişletebilirsiniz.


Liskov Substitution Principle (LSP)

Liskov Yerine Geçme Prensibi, türetilmiş sınıfların, temel sınıfların yerine kullanılabilmesi gerektiğini belirtir. Bu prensip, alt sınıfların, üst sınıfların yerine geçecek şekilde tasarlanmasını ve bu şekilde kullanılabilmesini sağlar.

Örneğin, bir geometrik şekiller uygulaması geliştiriyorsanız, tüm şekillerin bir Shape sınıfından türetilmiş olması ve her bir şeklin draw metodunu implemente etmesi gerekir.


Interface Segregation Principle (ISP)

Arayüz Ayırma Prensibi, bir sınıfın, kullanmadığı metotları içeren arayüzleri implemente etmemesi gerektiğini belirtir. Bu prensip, büyük ve genel arayüzler yerine, daha küçük ve spesifik arayüzlerin kullanılmasını savunur.

Örneğin, bir hayvanat bahçesi uygulaması geliştiriyorsanız, her hayvan için genel bir Animal arayüzü yerine, farklı özelliklere sahip hayvanlar için spesifik arayüzler oluşturmalısınız.


Dependency Inversion Principle (DIP)

Bağımlılıkların Tersine Çevrilmesi Prensibi, üst seviye modüllerin, alt seviye modüllere bağımlı olmaması gerektiğini belirtir. Bunun yerine, her iki tür modül de soyutlamalara bağımlı olmalıdır. Bu prensip, bağımlılıkların daha esnek ve sürdürülebilir olmasını sağlar.

Örneğin, bir bildirim sistemi geliştiriyorsanız, bildirim gönderen sınıfın doğrudan e-posta veya SMS sınıflarına bağımlı olmaması, bunun yerine bir Notifier arayüzüne bağımlı olması gerekir.


SOLID Prensipleri,
yazılım geliştirme süreçlerinde kaliteyi artırmak ve sürdürülebilirliği sağlamak için büyük önem taşır. Tek Sorumluluk Prensibi, sınıfların tek bir sorumluluğu olması gerektiğini belirtirken, Açık/Kapalı Prensibi, yazılım varlıklarının genişletmeye açık, ancak değişime kapalı olması gerektiğini savunur. Liskov Yerine Geçme Prensibi, türetilmiş sınıfların temel sınıfların yerine kullanılabilmesini sağlarken, Arayüz Ayırma Prensibi, sınıfların kullanmadığı metotları içeren arayüzleri implemente etmemesi gerektiğini belirtir. Bağımlılıkların Tersine Çevrilmesi Prensibi ise üst seviye modüllerin, alt seviye modüllere bağımlı olmamasını, her iki tür modülün de soyutlamalara bağımlı olmasını savunur.

SOLID Prensipleri'ni doğru bir şekilde uygulayarak, esnek, yeniden kullanılabilir ve bakımının kolay olduğu yazılımlar geliştirebilirsiniz. Bu prensipler, yazılım geliştirme süreçlerinde karşılaşılan birçok sorunu çözmeye yardımcı olur ve yazılımın uzun vadede sürdürülebilir olmasını sağlar.

BOOTCAMP

Partner şirketlerimiz, kendilerine özel Patika bootcamp’lerinden toplu işe alım yapıyor. Bu ücretsiz bootcamp'lere katıl, başarıyla mezun ol, ve hemen işe başla! Şu ana kadar binlerce kişi bootcamp'lerden sonra en iyi şirketlerde işe girdi.

Başvurulara açık programlarımız